Kent Mobilyanız Marka Şehir olmak için uygun mu?

Kent Mobilyasının Marka Şehir stratejisine uygunluğunu kontrol etmek ve doğru tasarım öğelerini içeren Kimlikli Kent Mobilyaları Tasarımlarına ulaşmak için gerekli süreçleri irdelemeden önce marka şehir kavramını gözden geçirelim.

Marka Şehir Nedir?

Şehir markası, en yalın tanımıyla, ürün markalama stratejilerinin şehir üzerinde uygulanmasıdır. Şehir markası oluşturma süreci, ürünlerin ve hizmetlerin markalaştırılması ile kıyaslandığında çok daha zor ve daha karmaşık bir süreçtir. Şehir markası, şehrin doğal kaynakları, doğası, turizm potansiyeli, altyapı, kurum ve kuruluşları, şehirde yaşayanların özellikleri gibi birçok somut ve soyut özelliği içerisinde bulundurmaktadır.

Şehrin marka olması hedef kitlenin zihninde merak uyandırarak şehre karşı farkındalık oluşturulması, şehirde yaşamayı sağlayacak cazibe merkezi oluşturmayı, diğer şehirlerden farklılaşarak, şehirle ilgili olumlu çağrışımlar yaratma süreçlerini içerir. Bu süreçlerden biri de şehir sakinlerinin şehirde yaşamdan duydukları memnuniyet düzeyinde yüksek düzeyde arttırmanın gerekliğidir.

Neden Marka Şehir Olmak istiyoruz?

Bir şehri “Marka şehir” yapmanın amacı, daha fazla turist çekmek, yatırımları canlandırmak, değerli katkılar sağlayabilecek yaratımcı insanları kentte yaşamaya ikna etmektir. Nihai amaç, şehrin kalkınmasını sağlamak, şehirde yaşayanlara daha iyi hayatlar sunmak, onların mutluklarını artırmaktır. Bir şehri marka yapmak, geri dönüşü en yüksek yatırımlardan biridir.

Kent Mobilyasının Marka Şehir olmadaki rolü

Kentteki insanı mutlu etmek için de onlara iyi yaşam alanları sunmak gereklidir. Bu yaşam alanlarının en önemli öğesi de kent mobilyasıdır. Kent mobilyası şehri diğer şehirlerden farklı bir konuma getirme hedefiyle şehir kimliğini bir imaja dönüştürme sürecinde insanların dikkatini çekmeyi sağlayan bir öğe olarak ele alınmalıdır. Bu öğenin anlaşılabilir olmasını, ayrı ayrı ve bir arada görsel bir uyum sunması için de aynı dili konuşmasını sağlamak gereklidir. Şehirlerin her ne kadar değişik noktalarında çeşitli ihtiyaçlar için farklı kent mobilyası tasarımları geliştirilse de hepsinin aynı kimliğe ait olduğunu gösteren bir dil birliğine sahip olması bir kimlik algısı yaratmak için gereklidir. O yere özgün tasarlanan ürünler ile şehir imajının oluşumuna katkıda bulunulacaktır.

Kuşkusuz Şehrin her noktası da aynı yapıda değildir. Özellikle Türk Kentlerinde sıklıkla yaşam bölgeleri doğal, kentsel, tarihi ve hatta arkeolojik sit alanları ile iç içe geçmekte ve çeşitlenmektedir. İlkim koşulları ve coğrafya da eklenince bölgesel farklılıklar ve kentlerin ihtiyaç duyduğu mobilya çeşitliliği artmaktadır.

Doğal sit alanında kullandığınız bir kent mobilyasını tarihi sit alanında ya da kentin yeni gelişim bölgelerinde kullanmanız hem görsel hem de işlevsel açıdan doğru olmayacaktır. Bu noktada geliştirilen tasarım anlayışının ve çizgisinin farklı tasarımlar da olsa her kent mobilyasına yansıması ve şehir kimliğini içermesi gerekir. Bu çeşitliliği her bölgenin özel yapısını koruyarak aynı tasarım anlayışı içinde çeşitlendirmek mümkündür. Kent kimliği ve markalaşma stratejileri ile kent mobilyası tasarımı örtüşmeli ve birbirini desteklemelidir. Örneğin sağlıklı yaşam kenti imajı oluşturmaya çalışıyorsanız bisiklet yollarınızın yanı sıra şehrinize özel bisiklet parklı oturma üniteleri geliştirebilir, Hem kentliye hem de dışarıya karşı şehrin kimliğini ortaya koymada kullanabilirsiniz.

Kent kimliği ve imajı

Doğru imajı oluşturmak ve aktarmak için Kentin kimliğini yansıtan simgesel sokaklar oluşturmak ve bu sokakları yaşayan kent mobilyaları ile desteklemek gerekir. İkonik sokaklar halkın her anlamda dikkatini çeken bir yapıya sahiptir. Özel kimliği olan caddeler bir kentin tarihi, sosyal ve kültürel mirasının tanınması ve aktarılması noktasında önemli katkı sunarlar. Bu mekanları yaratırken de en önemli donatı malzemesi olan kent mobilyasını şehir kimliğini doğru yansıtacak bir şekilde kullanmalı ve yerleştirmelidir.

Marka Şehirler için Kent Mobilyası Tasarım Süreci

Kent kimliğinin ve markalaşma stratejilerinin kent mobilyasına aktarılması için de bazı süreçleri izlemek gerekir. Kent kimliğini doğru bir şekilde tanımlamak ve yorumlamak sürecin ilk adımıdır. Ardından kenti gözlemek ve izlemek gerekir. Kentlinin izlenimlerini dinlemek, kent mobilyasından beklentilerini anlamak da bir sonraki adımda yapılması gerekenlerdir. Kentin yönelimini hesaplamak ve projeksiyon yapmak şehir kimliğine uygun bir kent mobilyası tasarımı gerçekleştirmek için gerekli bir diğer kriterdir. Kentin tüketim alışkanlıklarını ve hareketlerini izlemek, yeme içme ve alışveriş fonksiyonlarını kent mobilyaları ile desteklemek bu alışkanlıkların devamı için önemlidir. İyi tasarlanmış bir büfe halka daha iyi hizmet sunacak, davet eden bir tasarıma sahip bir oturma ünitesi de dinlenip dışarda mutlu bir şekilde vakit geçirmesini sağlayacaktır. Bir diğer husus da kent mobilyalarının insanları sosyalleştirici yanının öne çıkarılması. Yaşayan bir yapı olan şehrin markalaşması içindeki insanların mutluluğu ile doğru orantılı olduğundan sosyal bir şehir daha mutlu kentlileri de beraberinde getirecektir.

Marka Şehirler için Kimlikli Kent Mobilyaları Tasarım Süreci

Kent mobilyasını kent kimliğini oluşturma ve markalaşma sürecinde kullanmak için öncelikli müdahale alanları da bellidir. Bu alanlar öncelikle ele alınarak süreç kolaylaştırılabilir.

Öncelikle meydanlar ve bu bölgelerdeki merkezlerle onu besleyen caddeler ele alınmalıdır. Şehrin caddelerinin önemini destekleyen kent mobilyaları tasarlanmalı, bölgede bulunan parkların ve toplanma alanlarının işlevlerini destekleyecek ürünler geliştirilmelidir.

Mahallelerin ana caddeleri, seyyar tezgahlar, kafeler ve yerel işletmeler de dikkate alınarak erişilebilir alanlar haline getirilmeli, geçiş noktaları sınır elemanları ve yaya geçitleriyle desteklenmeli ve kent mobilyaları bu amaca hizmet etmelidir.

Sanat, Kültür ve Eğlence bölgeleri de içerdikleri fonksiyonlarla kentlinin sıklıkla tercih ettiği alanların başında gelmektedir. Bu bölgelerde içerikleri sunmak ve daha fazla insana ulaştırmak için şehir bilgi vitrinleri oluşturulmalı, zemin tasarımları bölgede farklılığı yansıtmalı, yönlendirme elemanları kusursuz yerleştirilmelidir. Bu bölgelere gelen kentli etkinliğin öncesinde ve sonrasında bu alanda vakit geçirme eğiliminde olacağı için bu işlevi destekleyen kent mobilyaları geliştirilmeli ve çeşitlendirilmelidir. Sanatçılarla buluşacağı küçük alanlar yaratılabilir, bu noktadaki maliyetler de sponsorluklarla desteklenebilir.

Tarihi bölgeler bir kentin kimliğini yansıtmada ve marka olmasında öne çıkan alanlardan biridir. Bu bölgedeki binalar, sokaklar ve kent dokusu dikkate alınarak kent mobilyası geliştirilmeli tarihi karakteri yansıtmalıdır.

Kentlerin endüstri bölgeleri üretim ve dağıtım işlevlerini üstlenmiş olduğundan ulaşım ağındaki otoyol korkuluğu, ses duvarı, otobüs durakları ve kendi bölgelerindeki güvenlik kulübeleri gibi kent mobilyaları ihtiyaçları öne çıkarlar. Bu kent mobilyası türlerini bölgenin yapısı ile birlikte ele almak ve geliştirmek gerekir.

Kırsal alanlara ya da daha düşük yoğunluklu bölgelere geldiğimizde de buradaki basitliği destekleyen kent mobilyası tercih edilmeli ve kent mobilyaları aile kullanımı destekleyecek ve teşvik edecek şekilde tasarlanmalıdır.

Sonuç

Görüldüğü üzere bir kent tüm öğeleriyle birlikte marka olur. Ya da olamaz. Marka kent algısı sahip olduğu çevre ile birlikte anlamlıdır. Tekil ürün ya da hizmetler bu öğelerle desteklenmezse kent kimliği eksik kalır.  Bu yüzden kent mobilyası tasarımı da şehrin kimliği ve markalaşma stratejileri doğrultusunda ele alınmalıdır. Hatta kent kimliğini doğru yansıtan ikonik bir tasarım oluşturarak bu alanda da literatüre girip kentin vizyonunu ortaya koymak gerekir. İngiltere’nin telefon kulübeleri nasıl bugün hala konuşuluyorsa ortaya çıkarılacak kimlikli kent mobilyasının da sınırlarını aşması ve zamansızlaşması mümkündür.

Menü