urbaniture-yeni-normalde-kent-mobilyası-tasarimi

Yeni Normalde Kent Mobilyası Tasarımı

Şehirlerin Covid’le sınavı.

Pandemi sürecinin en başında sosyal mesafe kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte bir photoshop esprisi olarak çıkan, ortası boşaltılmış bir bank bazı üreticiler tarafından da ciddiye alındı ve ürün olarak piyasaya sürüldü. Peki Yeni Normalde Kent Mobilyası Tasarımı derken ihtiyacımız olan böyle bir kent mobilyası tasarımı ya da kentin çeşitli yerlerine dezenfeksiyon üniteleri yerleştirmek mi? Yoksa çok daha fazlasını hayata geçirmemiz mi gerekiyor? Bu yazıda yeni normali kent, kentli ve kent yönetimi olarak nasıl karşılamayız yaklaşımı üzerinde duracağız.

Sürdürülebilir, sağlıklı şehirler! Hemen şimdi!

Çok çeşitli kentsel dönüşümlere yol açabilecek bir geçiş döneminin içindeyiz. İnsanlar bir süre daha geçmişteki alışkanlıklarından faklı şekilde seyahat edecek, çalışacak ve yaşayacaklar. Bu dönemde özellikle nefes almak için oturduğumuz ve çalıştığımız bölgelerde yeşil alanlara ihtiyacımız olduğu gerçeği ile yüzleştik.

Daha kompakt, daha sağlıklı, daha sürdürülebilir, daha kapsayıcı ve daha üretken, bağlantıların tanımlı, ilişkilerini kuvvetli olduğu kentler gelecekte öne çıkacaklar. Yeni normalde adaptasyon yeteneği yüksek, sürdürülebilirlik dönüşümünü en hızlı şekilde yapacak şehirler içinde yaşayanları mutlu etmeyi başarabilecek.

Yeni Normali Karşılamak

Sosyal mesafenin pandemi ile savaşta en etkili yollardan biri olduğunun kanıtlanması ile birlikte öncelikle kamusal alan kullanımı ve gastronomi sektörü üzerinde etkiler yoğunlaşacak. Kamusal alanda şimdiden güvenli ve tanımlı bölgeler ve sınırlar oluşturulmaya başlandı.

Yerel idareler covid 19 salgının yayılımını kontrol edebilmek için kamusal alan müdahaleleri geliştiriyorlar. Bunlardan bazılarının pandemi bittikten sonra da bizlerle kalması mümkün. Hangilerinin ne kadar süreyle kalacağı konusunda da bu alanda yapılan tıbbi çalışmalar belirleyici olacak.

Yürünebilir şehirler!

Yeni normalin en çok öne çıkan kavramlarından biri bu olacak. Yürüyerek ya da motorlu araçları kullanmadan ihtiyaçlarımızı giderebildiğimiz şehirlerin yıldızı yükselecek. Bisiklet kent içi ulaşımda daha da önemli bir bileşen haline gelecek. Bisikletli yaşamı destekleyen kent mobilyası tasarımları büyük bir ihtiyaç olacak. Önümüzdeki süreçte biz de urbaniture olarak bisikletli yaşamı destekleyen kent mobilyası tasarımlarını ilgiye sunuyor olacağız. Genel olarak Yeni Normalde Kent Mobilyası Tasarımı geliştirmek için olmazsa olmaz kriterlerin başında yürünebilir ve sosyal şehirler ortaya çıkartma amacı içinde olduğumuzu belirtmekte fayda var.

Bisikletli yaşam motorlu araçlara göre daha düşük bakım maliyetlerine sahip olması ve her gün egzersiz yapmanın kişiye sağladığı avantajlar nedeniyle birey için en faydalı ulaşım şeklidir. Ayrıca yollardaki trafiği düşürmenin, tıkanıklığı ve gürültü kirliliğini azaltmanın yerel faydaları vardır. CO2 emisyonlarını azaltarak iklim krizi ile mücadele için yarattığı küresel fayda da başlıca önemlerinden.

Salgın dönemindeki kısıtlamalarla birlikte gördük ki yerleşimlerin uzağındaki yeşil alanlar kentli için bir anda anlamını yitirebiliyor. Erişilebilir, ulaşılabilir yeşil alan her kentli için bir hak!

Kent yaşamında sosyal mesafe: Nasıl mümkün olabilir?

Peki ya yapılacak şeyler sadece yerel idare tarafında mı? Halk bu kısımda sadece izleyici, hizmet ve uygulama bekleyen ve deneyimleyen mi olacak? Elbette ki hayır. Yeni normalde tek uymamız gereken kural “sosyal mesafe” olmayacak.

Kent Mobilyası Tasarımı alanında nasıl gelişmeler olacağına ve olması gerektiğine dair sağlıklı bir yorum yapmak için önce kent üzerinde etkileri üzerinden değerlendirmelere başlamak gerekiyor.

Pandemi dünya çapında hareketliliği bozduğundan, şehirler bisiklet ve yürüyüş yollarını arttırmak ve motorlu araç kullanımını azaltmak için sokaklarını dönüştürmeye başladı. Bu dönüşüm gerçekleştirilirken de sosyal mesafeyi korunurken, insanların dolaşımlarının sağlanabilmesi, şehirlerin daha düşük karbonlu bir geleceğe hareketliliği ve esnekliği koruyarak geçiş yapması ve yaşamın olağan akışında devam ettirilmesi hedefleniyor.

Bu yaklaşım hem şehirler hem insanlar hem de gezegen için iyi bir durum. Kamusal alan dengesini motorlu araçlardan diğer alternatiflere kaydırmak, yaya trafiğini geliştirmek, bisikletli yaşamı desteklemek, daha güvenilir kılmak ve genel anlamda kentsel hareketin yeniden tasarlanması iklim değişikliği, halk sağlığı, sürdürülebilirlik, yerel ekonomileri kalkınması için hem yakın hem de uzun vadede faydalar sağlayabilir.

Hiç bitmeyen inşaatlarla üzerimize sinen bir şantiyede yaşıyormuşluk hissini artık geride bırakmalıyız. Uzun vadeli olarak düşünülen ve planlanan kentsel donatılarla zenginleştirilmiş sokaklar kentsel çözümlerin bir parçası olmalı. Sokakların tamamını yeniden ele alıp tasarlamak kolay olmasa da pilot bölge uygulamalarıyla nitelikli çalışmalar yapılarak kalıcı etki için gerekli altyapı hazırlanmış olur.

Büyük etki için küçük adımlarla başlamalı!

Sokak tasarımları için geliştirilmesi gereken ve üst ölçekli, bütünsel bir planın parçası olması gereken müdahalelerden önce küçük ölçekli, hızlı ve uygun maliyetli değişikliklerle da kısa vadeli etki yaratmak mümkün olabilir. Yaya alanlarının tanımlanması, sokak ekonomisinin desteklenmesi, kent mobilyalarının yerleştirilmesi ile yaratılan bütünsel sokak yaşama dönüş anlamında sosyal ve ekonomik bir katalizör görevi görebilir. Olumlu etkileri olan özellikler diğer sokaklara yaygınlaştırılır, diğerleri de gözden geçirilerek geliştirilir.

Bütünsel bir sokak tasarımı geliştirirken sokağı sık kullananları, bu sokakta çalışanları, geçiş yolu olarak kullananları ve tasarım senaryosuna bağlı olarak potansiyel kullanıcıları da işin içine katmak gerekir. Buralarda yeterli gözlem süreleri ile hızlı müdahale ve hızlı geri bildirim toplamalarla final tasarıma ulaşmak mümkün olabilir. Talep gören uygulamalara devam edilirken talep görmeyen uygulamalar yenileriyle değiştirilerek hızlı kazanımlara dönüştürülebilir.

Katılımcı bir yaklaşımla geliştirilen bu tasarım projelerinde kent halkının güvenini kazanılarak kentsel dönüşümlerde ve uygulamalarda daha etkili ve hızlı kazanımlar elde etmek mümkün olabilir.

Global sorunlara yerel çözümler bulmalı!

Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerin, irili ufaklı bütün şehirlerin pandemi esnasında karşı karşıya kaldıkları zorluklar kentsel tasarım anlamında birbirlerinin deneyimlerinden faydalanarak bütünsel bir çözüm geliştirilmesi gerektiğini ortaya koydu. Bu çözümlerden biri de pandemi döneminde kazanılan dijitalleşme yeteneğini de kullanarak kentteki aktörleri daha katılımcı hale getirmek. Yeni normalde kent mobilyası tasarımı da bu katılımcı yaklaşımla ve

Bu anlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulman İstanbul Planlama Ajansı’nın bir parçası olan ve tam da pandemi döneminde etkin olarak kullanılmaya başlanılan İstanbul İstatistik Ofisi (https://istatistik.istanbul/, twitter.com/istatistikofisi) gibi kentliyi yaşadığı kent hakkında bilgilendiren aktörlerin önemli rolleri olacağını söylemek mümkün. Toplanılacak ve işlenecek bilgiyi doğru seçip, görselleştirmeleri de farklı hedef kitlelere göre tasarlamayı başarabilirlerse bu eksikliği gideren önemli bir yapı olabilirler. Burada bilgiyi sunma aşamasındaki görsel iletişimin yanı sıra kentlinin bu bilgiye bağlı olarak farkındalıklarını da arttırmak verilerin beklenenin de ötesinde fayda yaratmasını sağlar. Hedeflemiş olduğu veriye dayalı yönetim anlayışını katılımcı yönetim yaklaşımı ile desteklemiş olur. Böyle katılımcı şehir kavramının da ilk yapı taşları oluşur.

Buradan hareketle kurgulanacak sağlıklı bir yönetişim yapısı ve iletişim ağı ile farklı aktörler arasında kusursuz bir akış sağlamak kentlinin da yerel idareye olan güvenini ve kente olan aidiyetini arttıracaktır. Bu aidiyet de yaşadığı yerin planlanmasında, kentsel tasarımda, kent mobilyası tasarımı konusunda vereceği desteğin yanı sıra içselleştirme aracı olacaktır. Halkı kent vizyonuna dahil edecek ve projelerin başarısı artacaktır.

Yeni normalde sokak ekonomisi

Dünyada 2 milyar kişinin sokaklarda çalıştığı tahmin ediliyor. Genel olarak eğitim, bilgi ve beceri düzeyi sınırlı olan bu iş kollarının bazıları kayıtlı, bazıları da kayıt dışıdır. Açık alanda mal ve hizmet sunumu olarak tanımlayabileceğimiz sokak ekonomisi, kentin sokaklarında, köşe başlarında, caddelerinde, meydanlarında ve diğer kamusal alanlarda yerleşik bir mekâna bağlı kalmaksızın hareketli ya da hareketsiz ticari, sanatsal mal ve hizmetlerin tümüdür. Mikro ölçekli, yatırım maliyeti düşük bu işletmeler ürettikleri ekonomik değer ve sosyal fayda ile yerel ekonomiyi ve sokaktaki sosyal hayatı canlandırır.

Pandemi ertesinde de sosyal mesafe ve genel hijyen kuralları uzunca bir süre daha bizimle birlikte olacak. Sokak ekonomisi de kendi koşulları içinde hayata dönmeye çalışacak. Bu noktada yerel yönetimlerin bu dönüşüme hazırlıklı olması gerekiyor.

Sokak Ekonomisinin kurumsal bir kimlik kazanması için İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Sokak Ekonomisi Şube Müdürlüğü sokağa kalite ve hijyen getirerek ve sokak lezzetlerini daha güvenilir kılmayı hedefliyor. Sosyal ekonomiyi ve sosyal yaşamı canlandırmayı hedefleyen bu kurumlar artmalı ve farklı bileşenlerle desteklenmeli. Kent mobilyası tasarımları da kentin ve sokağın sosyal boyutunu ele alan aktörler tarafından geliştirmeli. Urbaniture olarak yaşam odaklı kent mobilyası tasarımı geliştirme anlayışımızı sosyal kent mobilyası, afet odaklı kent mobilyası, bisikletli yaşamı destekleyici kent mobilyası tasarımları geliştirmek üzere dallandırdık. Sokak ekonomisini destekleyen kent mobilyası tasarımı geliştirmek de önümüzdeki dönemde çalışma konularımızdan biri olacak.

Değişime hazır olun; Bütünsel Sokak kavramı ile tanışın!

Artık statükoya meydan okuma zamanı geldi. Covid 19 şehirler yeni bir gerçeklikle yüzleştirdi. Yaşamın yeni kurallarını belirledi ve bize gelecek için yön verdi. Bütünsel sokakların, yeni tasarımların sağlayacağı faydalar her zamankinden daha önemli hale geldi. Kentsel hareketlilik kavramı belki de ilk defa bu kadar yaygın bir tabanda karşılık buldu. Yayalar için daha fazla, araçlar için daha az alan ayrılması gerektiğini deneyimlenerek öğrenildi. Sakin şehirler, 15 dakikalık şehirler ne anlama geliyor daha fazla algılandı. Bisiklet dostu kentler, yaya dostu kentler, erişilebilir kentler artık bizim şehirlerin de birlikte anıldıkları unvanlar olmalı. Urbaniture olarak hali hazırda çalıştığımız, bisikletli yaşamı destekleyen kent mobilyası tasarımlarını kamusal alanı kullanımını iyileştirmek yaklaşımı ile geliştiriyoruz. Sokakların dönüşümü için pilot sokaklar belirlense ve aktivitelerle desteklense de projenin başarıya ulaşması için iyi düşünülmüş kent mobilyası tasarımlarına ihtiyaç her zamankinden fazla.

Bununla birlikte katılımcı yaklaşımla artık bazı yaklaşımları geride bırakmak hedeflenmeli. Bir araç sürücüsü kaldırıma park etmemesi için sınır elemanı kullanılması ve buna bütçe ayrılması gerekmediğine ikna etmek gerekiyor. Yani sokağı tasarlamak için sadece yayaları ve sosyal ekonomiye katılanları değil, sürücüleri de ikna etmek gerekiyor. Daha sağlıklı, daha sürdürülebilir, daha kapsayıcı şehirler için bütün aktörleri projelerin içine çekmemiz gerekiyor.

Günceli yaşamak

Yakın gelecek senaryoları üzerine konuştuk. Peki ya mevcut durumda ne yapmamız gerekiyor? Maskeler, eldivenler, dezenfektanlar, sosyal mesafeyi sağlayan kent mobilyaları.

Öncelikle artık yürüyüş yönlerine kentsel tasarımda dikkat etmemiz gerektiğini ve yürüyüş yollarını kent mobilyaları ile desteklememiz gerektiğini  kabul etmeliyiz. Tek yönlü yürüyüş yolları, bunu zeminde ve sokak üzerinde gösteren kent mobilyası tasarımları ile desteklemeliyiz.

Virüsle ilgili daha somut bilimsel veriler sunulduğunda covid 19 virüsünün ve salgın oranı yüksek diğer potansiyel sınıftaki virüslerin barınmasının güç olacağı malzemeleri seçerek kent mobilyası tasarımlarını geliştirmemiz gerekiyor.

Karşıdan karşıya geçerken trafik ışığını yönlendirmek için basarak çalıştırdığımız bölümlerin artık temassız kent mobilyası örneklerinden biri olarak tasarlanması gerekiyor.

Yeni normalde kent mobilyası tasarımı | Neler değişecek?

Yaya geçitlerinde büyük grupların yığılmasını önlemek ve sosyal mesafeyi korumak için karşıya geçişler için trafik daha sık durdurulacaktır.

Yayaların sokaklarda güvenli bir şekilde gezinebilmesine yardımcı olmak için sosyal mesafeli bir yönlendirme sistemi oluşturulması gerekmektedir. Dikkat çekme özelliği yüksek bu yeni nesil kent mobilyası tasarımları kentli üzerinde endişe ve stres yaratmadan uyulması gereken sosyal mesafe kurallarını için hatırlatıcı görevi üstlenecektir. Yönlendirme sistemi hem zeminde hem de farklı yüksekliklerde geliştirilerek kullanılabilir.

Toplu taşım duraklarında uzun kuyruklardan ve yığılmalardan kaçınmak için otobüs güzergahlarının daha verimli olarak ele alınması gerekecektir. Otobüs durakları tasarımlarının insana yaraşır bir şekilde tekrar tasarlanması gerekecektir. Şu anki yaygın modellerde var olan istif mantığı, kişisel alanların tanımlandığı, sıra mantığının desteklendiği bir tasarıma evirilecektir. Bu tasarım yaklaşımını tam olarak karşılamasa da nasıl bir kent mobilyası tasarımı geliştirilmesine dair fikir edinmek için İstanbul için geliştirilmiş olan Dolmuş durağı tasarımına göz atılabilir: https://urbaniture.com/KentMobilyasi/minibus-ve-dolmus-duragi/

Peki ya sahil kentleri?

Sahil Kentleri için yeni normalde kent mobilyası tasarımı – ilk yapılacaklar

Şezlong ve şemsiye ekipmanları için en az 10 metrekarelik bir alan tanımlanmalı ve bu alanlar arasında de 1 metre boşluk bırakılarak ızgara plan oluşturulmalıdır. Şemsiye merkez pozisyonda yer almalı ve iki yanındaki şezlonglar arasında 1.5 metre mesafe olmalıdır.

Sahil moduna girmekle birlikte rahatlamanın da etkisiyle salgın konusunda hassasiyetin düşeceğini dikkate almakta fayda var. Bu sebeple fiziksel mekân ayırımını da hareket döngüsünü dikkate alarak tasarlamak gerekiyor.

Plajdaki tüketim alışkanlıklarımız da daha önceki deneyimlerimizden farklı olacaktır. Bu neden atık yönetimi de bilinçli bir şekilde yapılmalıdır.

Daha Yeşil, Daha Temiz, Daha Sağlıklı Kentler, İyi bir yaşam.

Pandemi aslında şehir planlamanın ve kentsel tasarımın önemini bizlere tekrar vurguladı. Yapmamız gereken de bilime, plana ve tasarıma güvenmek. Her zamankinden daha fazla buna ihtiyacımız var.

Devam eden yazılarımızda enerji duyarlı ürünler temassız tasarımlar, anti bakteriyel malzemeler, sakin şehir, 15/30 dakikalık şehir gibi kavramlar doğrultusunda yeni normalde kent mobilyası tasarımı konusuna değineceğiz.

Hali hazırda urbaniture olarak burada belirttiğimiz kriterler doğrultusunda Yeni Normalde Kent Mobilyası Tasarımı üzerine düşünmeye, çalışmaya v geliştirmeye devam edeceğiz. Tasarımları görmek, kendi şehriniz için özgün tasarım ihtiyaçlarınızı aktarmak için lütfen bizimle iletişime geçin.

urbaniture kent mobilyası tasarımı urban furniture design street furniture
Menü